Varlığın Küreğinde: Venedik’te Gondol Kullananlara Ne Denir? Bir filozof için her soru, yüzeyde ne kadar basit görünürse görünsün, derin bir anlam çağrısı taşır. “Venedik’te gondol kullananlara ne denir?” sorusu da bu türdendir. Cevap basittir: Onlara gondolier ya da gondolcu denir. Ama bu kelimenin taşıdığı anlam, sadece bir meslek tanımıyla sınırlı değildir. Gondolcu, insanla doğa arasındaki diyalogun temsilcisidir; zamanla mekân arasında ince bir köprü kurar. Bu yazıda, gondolcunun varlığını üç felsefi boyutta —etik, epistemolojik ve ontolojik— ele alarak, “adı”nın ötesinde neyi temsil ettiğini sorgulayacağız. Etik Açıdan: Emek, Gelenek ve Sorumluluk Etik, insan davranışlarını doğru ve yanlış arasındaki çizgide konumlandırır. Venedik gondolcusu,…
8 YorumKategori: Makaleler
Varmak Kelimesi Türkçe Mi? Ekonomik Bir Perspektiften Değerlendirme Ekonomide sınırlı kaynaklar, her zaman bir karar verme süreci gerektirir. İnsanlar, kaynakları en verimli şekilde kullanabilmek için seçimler yapmak zorundadır. Bir toplumda, bireylerin kararları, hem kendi refahlarını hem de toplumsal refahı doğrudan etkiler. Bu yazıda, bir dildeki kelimelerin, toplumsal ve ekonomik anlamda ne gibi etkiler yaratabileceğine dair derin bir bakış açısı sunacağım. Özellikle, “varmak” kelimesinin Türkçe olup olmadığı meselesine, ekonomi perspektifinden yaklaşarak, dilin ekonomik bir yapıdaki rolünü tartışacağız. Dil ve Ekonomi: Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Sonuçları Ekonomide, her karar bir seçimdir ve bu seçimler sınırlı kaynaklar karşısında yapılır. Bir dildeki kelimelerin kullanımı…
8 YorumNet konuşacağım: Kanca başlıkların peşinden koşmak, kısa vadeli istatistik uğruna uzun vadeli güveni yakmaktır. “Hook” başlık büyüsüne kapılıp içeriği ikinci plana attığınızda, aslında okuyucuyu değil; kendi markanızı kandırırsınız. Bugün WordPress’te içerik üreten herkes için tartışmalı bir iddia atıyorum: Kanca başlık bağımlılığı, kaliteyi değil, kaygıyı büyütüyor. Kanca başlık, okuyucunun dikkatini ilk 3–5 saniyede yakalamak için merak boşluğu, iddialı vaat veya duygusal tetikleyiciler kullanan, “tıklamaya zorlama” eğilimli başlıktır. Amaç; hızlı tıklama ve anlık trafik artışı elde etmektir. Kanca Başlık Nedir? Tanımı, Mantığı ve Neden Tartışmalı Kanca başlık nedir? İçeriğin ilk kapısıdır: merak uyandırır, vaat sunar, tıklama sağlar. “Şok olacaksınız”, “Kimse söylemedi”, “Sadece…
Yorum BırakSadece Resmi Olan Birini Nasıl Bulabilirim? Edebiyatın Gölgesinde Kimliğin ve Görünüşün İzini Sürmek Bir edebiyatçı için kelimeler yalnızca iletişimin değil, aynı zamanda varoluşun da aracıdır. Her kelime bir ruh taşır, her cümle bir kimlik inşa eder. Peki, sadece resmi olan birini nasıl bulabiliriz? Yani, gerçeğini değil de yüzeyde görünen, belgelerde var olan, toplumsal çerçeveler içinde tanımlanan bir kişiyi… Bu soru, hem edebiyatın hem de insanın derinlikli doğasına ayna tutar. Çünkü “resmiyet”, bir karakterin yalnızca bir yüzünü gösterir; oysa her hikâyede gizlenen, söylenmeyen, görünmeyen yanlar vardır. Kimlik, Maskeler ve Resmiyetin Soğuk Dili Sadece resmi olan biri dendiğinde, aklımıza genellikle bir kimlik…
6 YorumKarakovan Balı: Ekonomik Bir Perspektiften Değer ve Piyasa Dinamikleri Kaynakların sınırlı olduğu, ancak ihtiyaçların sınırsız olduğu bir dünyada, her birey ve toplum, sahip oldukları kaynakları en verimli şekilde kullanmak adına kararlar almak zorundadır. Ekonomistler, bu seçimlerin yalnızca bireysel faydayı değil, aynı zamanda toplumsal refahı da nasıl etkilediğini inceler. Peki ya doğal ürünler söz konusu olduğunda, bu sınırlı kaynaklar nasıl değer kazanır? İşte bu noktada, geleneksel ve özel ürünler devreye girer. Bugün inceleyeceğimiz “Karakovan balı” da, hem ekonomik anlamda hem de toplumsal açıdan değer kazanan bir ürün olarak karşımıza çıkmaktadır. Karakovan balı, yalnızca geleneksel bir tat olarak değil, aynı zamanda özel…
8 YorumKalsedon Taşı Nasıl Oluşur? Farklı Bakış Açılarıyla Derinlemesine Bir Yolculuk Merhaba meraklı zihinler! 🌿 Bugün sizlerle doğanın gizemli armağanlarından biri olan kalsedon taşı üzerine konuşmak istiyorum. Her taşın bir hikayesi vardır derler ya, işte kalsedon da sadece jeolojik bir oluşum değil; aynı zamanda insan bakış açısının, duygularının ve bilimsel merakının buluştuğu bir kesişim noktası. Ben bu tür konulara farklı yönlerden bakmayı seviyorum ve sizlerin de fikirlerinizi duymak isterim. Sizce bir taşın “ruhunu” anlamak için sadece bilim yeterli mi, yoksa biraz sezgiye de yer vermeli miyiz? Kalsedon’un Bilimsel Oluşumu: Erkeklerin Objektif Bakış Açısı Kalsedon, kimyasal olarak silisyum dioksit (SiO₂) mineralinden oluşan…
6 YorumGözetim Uygulamasına Tabi Mallar Nelerdir? Tarihsel Arka Planı, Güncel Tartışmalar ve Uygulamada Dikkat Edilecekler İthalatta gözetim, belirli GTİP’lerde yer alan malların, belirlenmiş birim kıymetlerin altında beyanla ithal edilmesi hâlinde Gözetim Belgesi aranmasını öngören bir ticaret politikası aracıdır. Amaç; ithalat akışını izlemek, yerli üreticiye zarar veya zarar tehdidi doğuran gelişmeleri erkenden yakalamak ve gerekirse ilave önlemler için veri toplamaktır. Uygulama genel olarak “yalnız karşısında gösterilen gümrük kıymetinin altında birim kıymetleri haiz olan” eşyaya yöneliktir ve hangi malların kapsama girdiği Resmî Gazete’de yayımlanan tebliğlerle duyurulur. :contentReference[oaicite:0]{index=0} Tarihsel arka plan: Gözetimden günümüze Türkiye’de gözetim pratiği 2000’lerin başında, ithalatta korunma ve izleme araçlarının sistematik…
Yorum BırakGösteriş Meraklısı Ne Demek? Edebiyatın Aynasında Bir Ruh Hâli Kelimeler insanın iç dünyasını görünür kılan en eski aynalardır. Bir edebiyatçı için her kelime bir karakterin ruhuna açılan penceredir; anlatı ise o ruhun yankılandığı bir evrendir. Gösteriş meraklısı ifadesi de tam bu bağlamda, insanın içindeki “görülme” arzusunu, beğenilme ihtiyacını ve varoluş sancısını anlatan derin bir metafordur. Bu yazıda “Gösteriş meraklısı ne demek?” sorusuna yalnızca bir tanım değil, edebiyatın katmanlı diliyle bir çözümleme sunacağız. Gösterişin Kökeninde Yatan İnsanlık Hâli Gösteriş meraklısı kişi, görünür olma arzusu ile içsel boşluğu arasında sıkışan bir figürdür. Bu kavram, sadece bir kişilik özelliği değil, modern dünyanın bireyi…
Yorum BırakKelimenin Gözü: Edebiyatın Işığında Görüntüleme Cihazları Edebiyat, kelimenin gözüdür. Her sözcük bir bakış, her cümle bir mercektir; insan ruhunun en derin kıvrımlarına inen, görünmeyeni görünür kılan bir görüntüleme cihazı gibidir. Fotoğraf makineleri, teleskoplar, mikroskoplar yahut ekranlar yalnızca fiziksel dünyayı yansıtırken; edebiyat, duyguların, düşüncelerin ve varoluşun görünmeyen yüzünü ifşa eder. Görüntüleme bu bağlamda yalnızca teknolojik bir eylem değil, aynı zamanda insanın kendini ve evreni anlamlandırma çabasıdır. Gerçeği Görmek: Edebiyatın İçsel Kamerası Bir fotoğraf makinesi, ışığın izlerini yakalarken, bir romancı insanın içindeki gölgeleri yakalar. Virginia Woolf’un karakterleri, bir kamera merceği gibi zamanın akışını dondurur; anları büyütür, duyguları yakınlaştırır. Mrs. Dalloway’de bir günün…
8 YorumHasan Yılmaz Nereli? Bir İsimden Yola Çıkarak Kimlik, Toplum ve Adalet Üzerine Bir Soru, Birçok Anlam: Nereliliğin Ötesine Bakmak “Hasan Yılmaz nereli?” sorusu ilk bakışta oldukça basit, belki de sıradan bir merak gibi görünebilir. Ancak bu sorunun arkasında, toplum olarak kimliklere, kökenlere ve aidiyete yüklediğimiz anlamlar yatar. Bu anlamlar yalnızca coğrafi değil; aynı zamanda tarihî, kültürel ve hatta toplumsal cinsiyet temelli kodlarla da şekillenir. Nereli olduğumuzu sormak, çoğu zaman karşımızdakini anlamaya çalışmaktan çok, onu bir kategoriye yerleştirme çabasına dönüşebilir. Hasan Yılmaz gibi sıradan bir isim, aslında bu kategorilerin ne kadar yaygın olduğunu, kimliklerin nasıl şekillendiğini ve toplumun çeşitlilikle kurduğu ilişkiyi…
8 Yorum